KAYGI (ANKSIYETE) BOZUKLUKLARI
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu
Tanısal değerlendirme sonrası hasta ile tedavi süreci birlikte kararlaştırılır.
Ayrılık kaygısı, bebekler ve küçük çocuklar için normal bir gelişim aşamasıdır. Küçük çocuklar genellikle bir ayrılık kaygısı dönemi yaşarlar, ancak çoğu çocuk ayrılık kaygısını yaklaşık 3 yaşına kadar aşar.
Bazı çocuklarda ayrılık kaygısı, okul öncesi yaşta başlayan, ayrılık kaygısı bozukluğu olarak bilinen daha ciddi bir durumun belirtisidir.
Çocuğunuzun ayrılık kaygısı yoğun veya uzun süreli görünüyorsa, özellikle okul veya diğer günlük aktivitelerini etkiliyorsa veya başka ruhsal sorunları içeriyorsa, ayrılık anksiyetesi bozukluğu olabilir. Bu genellikle çocuğun ebeveynleri hakkındaki kaygısıyla ilgilidir, ancak başka bir yakın bakıcıyla da ilgili olabilir.
Ayrılık kaygısı, birinin belirli bir kişiden, kişilerden ve hatta bir evcil hayvandan ayrılmaktan duyduğu yoğun kaygıdır. Birçok kişi ayrılık kaygısını çocuklarla ilişkilendirirken, yetişkinler de bu durumu yaşayabilir. Daha az sıklıkla, gençlerde ve yetişkinlerde de ortaya çıkabilir ve evden ayrılma veya işe gitme konusunda önemli sorunlara neden olabilir. Ancak tedavi yardımcı olabilir.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?
Ayrılık kaygısı bozukluğu, belirtilerin gelişim çağına göre aşırı olması ve günlük işlevsellikte belirgin bir sıkıntıya neden olması durumunda teşhis edilir. Belirtiler şunları içerebilir:
- Evden ya da sevdiklerinden uzakta olmak konusunda yineleyici ve aşırı sıkıntı,
- Bir ebeveyni veya sevilen birini bir hastalık veya felaket nedeniyle kaybetme konusunda sürekli, aşırı endişe,
- Kaybolmak veya kaçırılmak, ebeveynlerden veya diğer sevdiklerinden ayrılmaya neden olma gibi kötü bir şey olacağına dair sürekli endişe,
- Ayrılma korkusu nedeniyle evden uzakta olmayı reddetme,
- Evde tek başına ve ebeveyni ya da sevilen biri olmadan olmak istememek,
- Yanında bir ebeveyn veya sevilen biri olmadan ev dışında bir yerde uyumak istememek,
- Ayrılıkla ilgili tekrarlanan kabuslar görmek,
- Bir ebeveynden veya sevilen bir kişiden ayrılma durumlarında baş ağrısı, karın ağrısı veya diğer semptomlarla ilgili şikayetler gösterme.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?
Ayrılma kaygısı bozukluğunun bilinen nörolojik veya biyolojik bir nedeni bulunamamıştır. Bunlardan ziyade bu bozukluğun çevresel şartlardan etkilendiği söylenebilir. DSM-5’te, ayrılma kaygısının çoğunlukla bir yaşam stresinin ardından geliştiği belirtilmiştir. Bu stresli yaşam olaylarına okul değişimi, ebeveynlerin boşanması, yeni bir eve taşınma, göç etme ya da başlıca bağlanma figürlerinden birinin uzun süreli bir hastalık geçirmesi örnek olarak verilebilir. Yani sebepleri çoğunlukla çevreseldir.
Risk teşkil eden bir diğer faktör, ailede psikiyatrik bir bozukluk öyküsünün olmasıdır.
Ebeveynlerinin her daim yanında olacaklarını hissedemeyen, her an annenin sevgisini kaybetmekle tehdit edilen, ihtiyaçlarına tutarsız bir biçimde hassasiyet gösterilen çocuklarda ayrılma kaygısının gelişmesi beklenen bir durumdur.
Ailede karı-koca tartışmaların sık yaşanması, boşanmanın sık sık dile getirilmesi gibi etkenler de çocukta ayrılık düşüncesini tetikleyecek ve buna ilişkin yoğun bir kaygı yaşamasına sebep olabilecektir.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Tanı Kriterleri Nelerdir?
Amerikan Psikiyatri Derneği (2013), Ayrılma kaygısını patolojik olarak görmek için ön koşul olan tanı ölçütlerine DSM-5’te şu şekilde yer vermiştir:
- A) Aşağıdaki belirtilerin en az üçünün görülmesiyle anlaşılan, bireyin bağlandığı kişiden ayrılmaya ilişkin gelişimsel olarak uygunsuz ve aşırı korku ya da endişe duymasıdır:
1) Evden ya da bağlandığı başlıca kişilerden ayrıldığında ya da ayrılmayı beklediğinde aşırı sıkıntı duyma.
2) Bağlanılan başlıca kişileri kaybetme ya da doğal afet, hastalık, yaralanma gibi onların başına gelebilecek muhtemel kötülüklere ilişkin sürekli ve aşırı endişe.
3) Bağlanma figüründen ayrılmaya neden olacak olumsuz bir olay yaşamaya ilişkin sürekli ve aşırı endişe.
4) Ayrılma korkusundan dolayı evden okula ya da başka herhangi bir yere gitmeyi sürekli reddetme.
5) Bağlandığı başlıca kişiler olmadan evde ya da diğer ortamlarda kalmaya karşı sürekli bir korku ya da endişe duyma.
6) Bağlandığı başlıca kişiler yanında olmadan ya da evden uzakta olduğunda uyumayı sürekli reddetme.
7) Ayrılık teması içeren ve tekrarlayan kabuslar görme
8) Başlıca bağlanma figüründen ayrıldığında ya da ayrılmayı beklediğinde tekrarlayan fiziksel şikayetler.
- B) Korku, kaygı ya da kaçınma davranışları süreklidir. Çocuklarda en az 4 hafta gözlenmelidir.
- C) Bozukluk, sosyal, mesleki, akademik ya da diğer önemli alanlarda dikkate değer sıkıntı ve bozulmaya neden olur.
- D) Bozukluk, hipokondriyazis bozukluk, genel anksiyete bozukluğu, agorafobi, psikotik bozukluklar veya otizm spektrum bozukluk gibi başka bir bozuklukla daha iyi açıklanamaz.
Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu Tedavisi
Ayrılma kaygısı bozukluğunun giderilmesinde, farmokolojik tedavinin yanı sıra psikoterapötik ve psikoeğitsel tedavi/müdahaleler de önemli bir işleve sahiptir.
Yoğun kaygının üstesinden gelinmesi, depresyondan korunması ve bozukluğun diğer etkilerini gidermek adına antidepresanlar, serotonin takviyesi ve benzodiazepinler yaygın olarak kullanılmaktadır.
Psikoterapötik müdahalelere gelindiğinde Davranışçı ve Bilişsel-Davranışçı Terapilerin, ayrılma kaygısı bozukluğunun üstesinden gelmede önemli bir yeri olduğunu söylemek mümkündür.
Sistematik duyarsızlaştırma, model olma, işlevsel davranış değerlendirmesi ve yüzleştirme gibi davranışçı müdahaleler tedavide kullanılan başlıca tekniklerdendir.
Bilişsel süreçlerle de çalışan, bilişsel yeniden yapılandırma, mantık dışı inançları tartışma, otomatik düşünceleri belirleme ve değiştirme gibi bilişsel-davranışçı temelli uygulamalara da başvurulabilir.
Bunların dışında yine EMDR (Göz Hareketleri Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme Yöntemi), tedavi yöntemi olarak kullanılabilmektedir.
Sizin için en uygun olacak tedavi yöntemi belirlendikten sonra; önce ayrılma anksiyetesi bozukluğu oluşmasına sebep olan tetikleyiciler saptanır. Ardından da anskiyete bozukluğunuz tedavi edilir. Eğer kendinizde ya da sevdiklerinizde ilgili belirtilere rastlıyorsanız, uzman desteği almayı ertelemeyiniz. Eğer bu bozukluğun ilerlememesi için önlem almazsanız ilerde pek çok başka psikolojik rahatsızlığa (yaygın anksiyete bozukluğu, depresyon…) da yol açabilir. Buna ek olarak kişilerin günlük yaşantısında da pek çok sıkıntılı durum ortaya çıkabilir. İşe ya da okula gitmeme, sosyal faaliyetlerde bulunamama gibi etkiler bu sıkıntılardan bazılarıdır. Bu nedenle bütün psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi ayrılma anksiyetesi bozukluğunda da erken tedavi oldukça önemlidir.
Pandemi koşulları nedeniyle Online Psikoterapi
Yüz yüze görüşme zorunluluğu olmadan danışmanlık ve psikoterapi uygulamaları hizmeti alabilirsiniz.