Gerçekçi, analitik ya da mantıklı düşünen birisi misiniz? Yoksa daha özgür ruhlu ve sanatsal olduğunuzu mu söylersiniz? İlki sizseniz, birisi size muhtemelen bir noktada beyninizin sol yarım küresinin ve ikincisiyseniz beyninizin sağ yarım küresinin baskın olduğunu söylemiştir. Beynin sağ yarısının yaratıcı yarısı, sol yarısının analitik yarısı olduğu ve bireysel özelliklerimizin hangi yarının baskın olduğu tarafından belirlendiği fikri popüler psikolojide yaygındır. Bu fikre adanmış küçük bir endüstri bile vardır. Kendi kendine yardım kitapları, kişilik testleri, terapiler ve beyninizin daha güçlü yarısının işlevlerini optimize etmenize, zayıf yarısıyla temasa geçmenize yardımcı olduğunu iddia eden eğitim materyalleri vardır.

İnsan beyni karmaşık bir organdır. Yaklaşık 100 milyar nöron ve 100 trilyon bağlantı içerir. Beyniniz, düşündüğünüz, hissettiğiniz ve yaptığınız her şeyin merkezidir. Beyniniz iki yarıya veya yarım küreye bölünmüştür. Her yarıda, belirli bölgeler belirli işlevleri kontrol eder.

Sağ yarım küre, bilgiyi bir bütün olarak ele alır ve resimle işler. Tasvir ve semboller kullanır; resimlere, şekillere ve renklere tepki verir. Sözel ifadeler dışında müziğe, vücut diline, dokunmaya tepki verir. Sezgiseldir, önsezilerini ve hislerini takip eder. Nesnelerle duygusal olarak ilişki kurar. Duygusal ve üretici taraftır. Görerek ve duyarak öğrenir. Hayallere, şiire, mecaza meraklıdır. Ayrıca vücudun sol bölümündeki duyusal organları ve vücut hareketlerini kontrol eder. Yüzleri hatırlar, daha fazla risk alır ve daha az kontrollüdür.

Sol yarım küre, konuşma ve dil merkezidir. Analitik (adım adım) düşünür. Mantıklı ve sistematiktir. Bilgiyi ardışık ve doğrusal işler. Ayrıntıcıdır. Sayısal işlemlerde üstündür. Sebep sonuç ilişkilerini kullanır. Vücudun sağ tarafındaki duyu organlarını ve vücut hareketlerini kontrol eder. İşitsel, görsel yollarla öğrenir. İsimleri hatırlar. Daha az risk alır, kontrollüdür. Sözlü talimatlara uyar. Problemleri parçalayarak çözer. Yazmayı ve konuşmayı tercih eder. Matematiksel biçimde düşünür. Rasyoneldir, devamlıdır, zihinsel ağırlıklıdır.

Teori, insanlarda ya sol yarım kürenin ya da sağ yarım kürenin baskın olduğunu, yani beyinlerinin bir tarafının baskın olduğunu ifade etmektedir. Düşüncelerinizde çoğunlukla analitik ve metodik iseniz, sol beyinli olduğunuz söylenir. Daha yaratıcı veya sanatsal olma eğilimindeyseniz, sağ beyinli olduğunuz düşünülür.

Beynimizin iki tarafının farklı olduğunu biliyoruz, ancak bu, tıpkı baskın bir elimiz olduğu gibi baskın bir beyin yarım küresine sahip olduğumuz anlamına mı geliyor?

Beyninizin iki tarafı birbirine çok benziyor, ancak bilgiyi nasıl işledikleri konusunda büyük bir fark var. Bu farklılığa rağmen beyninizin iki yarısı birbirinden bağımsız bir şekilde çalışmaz.

Beyninizin farklı bölümleri sinir lifleri ile birbirine bağlıdır. Bir beyin hasarı taraflar arasındaki bağlantıyı kopardıysa, entegrasyon eksikliği bazı bozulmalara neden olabilir.

1.000 kişinin manyetik rezonans görüntülemesi, insan beyninin aslında bir tarafının diğerine baskın gelmediğini ortaya koymuştur. Bir taraftaki ağlar genellikle diğer taraftaki ağlardan daha güçlü değildir.

İki yarım küre, sinir lifi demetleriyle birbirine bağlanarak bir bilgi yolu oluşturur. İki taraf farklı işlev görse de birlikte çalışırlar ve birbirlerini tamamlarlar. Bir seferde beyninizin yalnızca bir tarafını kullanmazsınız. Örneğin matematik, mantıksal düşünmeyi gerektirir ve bu nedenle genellikle tüm bu sanatsal sağ beyin yeteneklerinden uzakta, sol beyinde bulunduğu söylenir. Ancak matematik, mantıklı olmanın yanı sıra son derece yaratıcı bir çabadır. Öyleyse yetenekli bir matematikçinin beyninin hangi yarım küresinin baskın olduğunu söyleyebilir miyiz? Aynı şekilde, sanatsal yaratıcılık sadece dizginlenmemiş duygu değildir. En büyük sanat eserlerinin çoğu, disiplinli ve titiz bir çalışmanın ürünleridir.

Açıkça hepimizin farklı kişilikleri ve yetenekleri olsa da, bu farklılıkların beynin bir yarısının diğer yarısına üstünlüğüyle açıklanabileceğine inanmak için hiçbir neden yoktur. Beyin görüntüleme yöntemlerini kullanan son araştırmalar, sağ veya sol yarım küre baskınlığa dair herhangi bir kanıt bulamamıştır.

Sağ beyin ve sol beyin baskınlığına dair hiçbir kanıt yoksa, neden bu kadar çok insan buna inanıyor? Belki de insanların beyinlerinin tıpkı elleri, ayakları gibi bir tarafta baskın olacağı fikri sezgisel bir anlam ifade ediyordur.  İnsanlar, kendi kişiliklerinin bireyselleştirilmiş tanımları ifade edildiğinde, bunları anlamlı ve doğru olarak kabul etmeye eğilimlidirler.  Sağ beyin / sol beyin efsanesi de benzer bir etki yapıyor. Söylediği şeyler hem geneldir hem de gurur vericidir. Sonuçta, kendisinin “sanatsal ve özgür ruhlu” veya “mantıklı ve analitik” olarak tanımlanmasını kim reddeder? Efsane, sonuç olarak popülerdir, çünkü bize en sevdiğimiz konudan, yani kendimizden bahsetmek için “bilimsel” bir yol sunar.