Psikoloji, açık ve gözlemlenebilen, belirgin, bilinçli, sözel, rasyonel, mantıksal sol yarım küreden; üstü kapalı, bütünleştirici, bilinç dışı, sözsüz, bedensel odaklı duygusal sağ yarım küreye her gün daha fazla ilgi göstermekte.

Beynin sol tarafı bilinçli cevaplarla ilgilidir. Ama sağ yarım küre bilinç dışı cevaplarda rol oynar. Sağ yarım küreyi ne kadar çok anlarsak ve gelişmesi ile ilgili ne kadar bilgi edinirsek o zaman bilinç dışımızın erken dönemde yaşadığımız ilişkilerimizden ne kadar etkilendiğini de o kadar anlayabiliriz.  

Psikosomatik araştırma dergisinde sağ beyinde sözsüz, bilinç dışı süreçler meydana gelirken; sol beyinde sözlü ve bilinçli süreçler meydana gelir denilmektedir. Açık, bilinçli olan sol yarım küre; üstü kapalı, bilinç dışı olan ise sağ yarım küredir. Sol yarım kürenin bilinçli işlevlerde sağ yarım küreden daha baskın olduğu görülmüştür. Paradigma değişimi bilişten duyguya, düşünmeden hissetmeye doğru bir geçiş içerisindedir. Şimdi duygusal biyo-psikolojik psikolojiye doğru ilerliyoruz. 

Duygusal beyin dediğimiz sağ beynin limbik sisteme bağlı olduğu görülmüştür. Limbik sistem duygusal süreçlerin sistemidir. Aynı zamanda otonom sinir sistemlerine de bağlıdır. Sağ beyin duyguların tanınmasında, ifade edilmesinde ve iletilmesinde çok büyük rol oynar. Scientific American dergisi de şöyle yazmaktadır: Sağ beyin sadece insan ve hayvanlar için değil tüm omurgalılar için geçerlidir. Sol yarım küre bildik, aşina olunan koşullarda, yerleşik davranış örüntülerinin denetiminde uzmandır. Sağ yarım küre ise yeni şeylerin işlenmesinde rol oynar. İki kişi arasındaki yeni bir duygu veya yeni bir durum, her tür yeni bir duygusal öğrenme şekilleri sağ beyinde meydana gelir. Bowlby bir duygu, zihindeki temel ama çok güçlü tutumların ve potansiyel eylemlerin sözsüz iletimidir demiştir. Dorpat ise yetişkinlerde ve çocuklarda, ama özellikle çocuklarda, özellikle kişiler arası ilişkilerle ilgili hayati bilgilerin iletildiği ve alındığı esas araç duygulardır demiştir. 

Sağ yarım küre tehlikeye ve acil durumlara hızlı cevap verebilen bir ağa sahiptir. Bir tehlike varsa sağ yarım küre bunu anlar ve öncelikli olarak çevremizden gelen zorlukları işler, işlemden geçirir. Mesela, stres ve acı kendimizi korumamızı sağlayan cevaplardır. Savunma mekanizmaları, kaçış gibi kendini koruma tepkilerini yönetir. Sağ beyin hemen harekete geçer, beklemez.  

Hafif stresli bir zorluk karşısında başlangıçta sol prefrontal korteks aktif hale gelir. Çünkü sol prefrontal korteks daha motor ağırlıklıdır. Hayatımızda karşılaştığımız streslerin çoğu genellikle ılımlıdır ve başa çıkılabilir şeylerdir. Sol yarım küre bu durumlarda baskındır. Ama bu stresle başa çıkılamadığı zaman veya stresin dozu yükseldiğinde, orta düzeyde stres veya şiddetli bir stres haline geldiği zaman sağ prefrontal korteks baskın hale gelir. Bütün insanlarda sol yarım küre düşük seviyede stres içindir. Fakat stres yükseldikçe otomatik olarak sağ yarım küreye geçiş yaparız.  

Sağ yarım küre uyarıcıları eşzamanlı olarak analiz edebilir. Sol yarım küre bir defada sadece bir şey yapabilir. Sağ yarım küre her şeyi bir araya getirir. Yani sağ yarım küre herhangi bir uyarıcıya, konuşma uyarısına bile sol yarım küreden daha hızlı, daha erken yanıt verir. 

Sesin duygusal tonu, prozodisi vardır. Bir de sözel içeriği vardır. Sözler hasta tarafından işlenmeye başlamadan önce ses tonunuz onda bir etki yaratır. Sol yarım küre sağ yarım küreden sonra etkinleşir. Her zaman önce sağ yarım küre etkinleşir, sonra sol. Sol daha yavaştır, sözeldir. Bireysel bir sinyal önce bedenden sağ yarım küreye, sonra sol yarım küreye gelir. 

Sol her zaman bilinçli olarak işlem yapar, sağ taraf bilinç dışı olarak. Korku bilinçli olmayabilir. Kişi korktuğunun tam olarak farkına varmadan bile korku tepkisi uyanabilir. Duygularda olduğu gibi, artan duygusal deneyimlerin anıları, kişi tam bunun farkında olmadan nispeten bilinç dışı bir düzeyde gelişebilir. Stres hormonları yükselebilir. Kortizol düzeyleri yükselebilir ama kişi bunun farkında olmayabilir. Çünkü o sırada bilinç dışı bir korku yaşıyordur.  Dan Tucker şöyle diyor: Sağ beynin sözel olmayan kanallar yoluyla, duygusal iletişim üstüne uzman olması, güdüsel olarak yüklenmiş psikanalitik bilinç dışına yakın bir zihin alanının var olduğunu göstermektedir der.

Bilinç dışı zihin sürekli işler, bize günlük hayatta ve bedenimizde neyin anlamlı olduğunu söyler. Statik bir bellek deposundan farklı olarak araştırmacılar artık ilişkisel bilinç dışına gönderme yapıyorlar. Bilinç dışı zihinlerin birbiriyle ilişki kurmasından bahsediyoruz. Bilinç dışı zihinlerin birbiriyle iletişim kurmasına bazıları yansıtmalı özdeşim diyorlar, bunun nasıl olduğuna dair ayrıntılar nörobilimden geliyor. 

Sağ beyin doğrudan bedene, vücuda bağlantılıdır. Sol beyin öyle değildir. O yüzden sağ yarım küre bedensel temelli duygusal kendiliğin merkezidir ve bu duygusal işlemlerde büyük rol oynar. Sağ yarım küre duygularda, sözsüz iletişimde, bağlanmada, öznellikte, kişilerarası öznellikte, empatide, tehditlerin tespit edilmesinde, bedensel temelli stres düzenlemesinde, hayatta kalma işlemlerinde büyük rol oynar, o yüzden sağ beyin bütün terapi için dominanttır. 

Gelişimsel Nörobiyoloji ve Bağlanma Kuramı, Allan N. Schore