Panik atakları anksiyete bozukluklarında ya da başka ruhsal bozukluklarda ortaya çıkabilir. Panik bozukluğu ise yoğun, tekrarlayan ve beklenmedik panik atakları ile giden bir anksiyete bozukluğudur.

Yaşam boyu en az bir panik atak geçirme olasılığı %10’dur. Panik atakları anksiyete bozuklukları dışında da sıklıkla görülebilmektedir.

Korku ve kaygı belirli durumlara ve stresli olaylara verilen normal tepkilerdir. Panik bozukluğu bu normal korku ve anksiyeteden farklıdır çünkü panik bozukluğundaki panik ataklar çok yoğundur ve aniden ortaya çıkar.

Panik bozukluğu olan bir kişi, şiddetli dehşet duyguları, hızlı nefes alıp verme ve kalp atımlarının hızlanması gibi semptomlar yaşar. Panik bozukluğu olan kişiler, bu atakları beklenmedik bir şekilde ve görünürde bir neden olmadan deneyimler. Öncesinde bir tür tetikleyici olay veya durum da olabilir.

Panik bozukluğuyla yaşayan birçok insan, panik atak yaşadığı sırada kalp krizi geçireceğini ya da öleceğini düşündüğünü ifade eder.

Panik bozukluğu genellikle bir kişinin belirli durumlardan veya nesnelerden kaçınmasına yol açtığı için, aynı zamanda fobilerin gelişmesine de yol açar. Örneğin, panik bozukluğu yaşayan bir kişi, bir saldırıya uğrayacağını veya toplum içinde kontrolünü kaybedeceğini düşünerek bu durumları önlemek için evden dışarı çıkmayabilir.

Zamanla, bu kişi agorafobi geliştirir, evin dışında kaçmanın zor olabileceğini veya yardım bulamayacağını düşündüğü çeşitli durumlardan kaçınmak için tüm vaktini evde geçirmek zorunda kalır.

Panik ataklar ve panik bozukluğu hakkında bilinen bazı yanlışlar:

1.Panik ataklar stres ve kaygıya verilen aşırı tepkilerdir: Yaşam stresleri nedeniyle ortaya çıkan anksiyete veya sinirlilik panik atak ile aynı şey değildir. Panik atak yaşayan kişilerin herhangi bir uyarı olmaksızın birdenbire ortaya çıkabilecek semptomları üzerinde hiçbir kontrolleri yoktur.

2.Yalnızca panik bozukluğu olan kişiler panik atak yaşarlar: Panik ataklar panik bozukluğun ana semptomu olsa da, bu ataklar birçok ruh sağlığı veya tıbbi durumlarla da ortaya çıkabilir.

3.Panik ataklar sadece uyanık olduğunuzda ortaya çıkar: Panik ataklar daha çok uyanıkken ortaya çıkar. Ancak, siz uyurken de olabilirler. Gece panik atakları olarak bilinen bu belirtiler sizi uykunuzdan uyandırabilir.

4.Panik ataklar çıldırmanıza ve kontrolü kaybetmenize neden olabilir: Panik ataklar büyük olasılıkla altta yatan bir ruh sağlığı sorunundan kaynaklansa da, bunlar “delirmek” üzere olduğunuzun göstergesi değildir. Panik ataklar çok rahatsız edici olsa da, gerçeklikle bağlantınızı tamamen kaybetmenize neden olmaz.

5.Panik ataktan ölebilirsiniz: Birçok kişi ilk panik ataktan sonra acil servise gider çünkü semptomları kalp krizi gibi diğer tıbbi durumları taklit edebilir. Kalp atım sayısının artması, aşırı terleme, nefes darlığı gibi belirtiler panik atak bağlamında yaşamı tehdit etmesede, altta yatan tıbbi hastalıklar açısından araştırılmalıdır.

6.Panik bozukluğu, bir zayıflık işaretidir veya duyguları kontrol edememektir: Hiç kimse bu durumdan acı çekmeyi istemez ve bu herkesin başına gelebilir. Panik bozukluğu, bilinen bir ruh sağlığı bozukluğudur.

7.Panik ataklar tedavi edilemez: İlaç tedavileri, psikoterapi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile panik ataklarınız tedavi edilebilir.

Panik Atağının Belirtileri Nelerdir?

  • Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma,
  • Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması,
  • Terleme,
  • Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma,
  • Soluğun kesilmesi,
  • Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma,
  • Uyuşma ya da karıncalanma,
  • Üşüme, ürperme ya da ateş basması,
  • Bulantı ya da karın ağrısı,
  • Titreme ya da sarsılma, 
  • Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme,
  • Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu,
  • Ölüm korkusu.

Panik atağında bu belirtilerden en az 4 ya da daha fazlası bulunur.

Panik Bozukluğu Risk Faktörleri

Panik atak yaşama, panik bozukluğu ve agorafobi geliştirme riskini artıran çok sayıda faktör bulunmuştur. Çalışmalar, belirli risk faktörlerinin panik bozukluğunun gelişimiyle bağlantılı olduğunu bulsa da, bu bulgular bunların panik bozukluğunun nedenleri olduğu anlamına gelmez (1).

Bunun yerine, panik bozukluğu için risk faktörleri, durumun gelişmesiyle yaygın olarak ilişkili olan belirli özellikleri tanımlar. Panik bozukluğu ile ilişkili olduğu düşünülen bazı risk faktörleri aşağıda yer almaktadır.

Yaş

Panik bozukluğunun başlangıç ​​yaşı genellikle geç ergenlik ile erken yetişkinlik arasındadır. Panik bozukluğu tipik olarak 18 ila 35 yaşları arasında gelişse de, yaşam boyu herhangi bir zamanda ortaya çıkması mümkündür (2).

Çok daha az yaygın olmasına rağmen, panik bozukluğu çocuklukta veya geç yetişkinlikte gelişebilir. Panik bozukluğunu kişinin yaşamı boyunca sürekli olarak deneyimlemesi de mümkündür. Örneğin, bir kişi birkaç ay boyunca tekrarlayan ve beklenmedik panik ataklar geçirebilir, ardından birkaç yıl boyunca herhangi bir semptom yaşamayabilir.

Cinsiyet

Kadınlar anksiyete bozuklukları geliştirmeye erkeklerden daha yatkındır. Özellikle panik bozukluk kadınlarda daha sık görülmektedir. Kadınlarda panik bozukluğu riski erkeklere göre iki kattan fazladır (3). 

Kişilik

Araştırmalar, daha kaygılı, endişeli veya gergin kişilik tiplerine sahip çocuklar ile daha sonra panik bozukluğu gelişimi arasında bir miktar ilişki olduğunu göstermiştir (4).

Panik bozukluğunun nedeni tam olarak bilinmemektedir ve birçok ruh sağlığı uzmanı, bunun büyük olasılıkla çevresel, biyolojik ve psikolojik faktörlerin karmaşık bir kombinasyonundan kaynaklandığını düşünmektedir (1).

Ailesel Faktörler

Panik bozukluğu ile ilişki gösteren bazı aile özellikleri vardır. Özellikle kaygıyı modelleyen, aşırı talepkar ve mükemmeliyetçilik bekleyen ebeveynler, yaşamın ilerleyen dönemlerinde kaygı bozukluğu geliştiren çocuklara sahip olma riski altında olabilir (5). 

Genetik

Panik bozukluğu ile genetik özellikler arasında güçlü bir bağlantı vardır.  Yakın aile üyesinde panik bozukluğu olan kişilerin, panik bozukluk geliştirmesi 8 kat daha olasıdır. Bu sayılar, bozukluğun başlangıç ​​yaşına bağlı olarak değişebilir.

Bir aile üyesi 20 yaşından önce panik bozukluğu geliştirdiyse, birinci derece biyolojik akrabalarda panik bozukluğu olma olasılığı 20 kata kadar daha fazladır.

Bu ezici istatistiklere rağmen, araştırmalar panik bozukluğu olan insanların yarısından fazlasının bu durumu geliştiren yakın akrabalarına sahip olmadığını göstermiştir (6).

Yaşam olayları

Stresli yaşam olaylarının panik bozukluğunun başlamasına katkıda bulunabileceği öne sürülmüştür. 

Araştırma ayrıca, fiziksel veya cinsel istismar mağduru olmak gibi travmatik bir olay yaşamanın panik bozukluğu ile daha yüksek bir korelasyona sahip olduğunu göstermiştir (2).

Stresli bir yaşam olayı sırasında panik atak yaşamak da mümkündür, ancak bu atağı bir daha asla yaşamayabilir. Örneğin, bir suç mağduru olan veya doğal afet yaşayan bir kişi bu olay sırasında panik atak geçirebilir.

Ancak panik bozukluğu teşhisi konması için, bir kişinin tekrarlayan ve beklenmedik panik atakları olması gerekir.

Eşlik Eden Bazı Durumlar

Panik bozukluğu olan birçok kişi aynı zamanda endişe, kaygı ve üzüntü duygularıyla da mücadele eder ve başka bir ruhsal bozukluğu da olabilir. Birlikte olabilecek bazı durumlar şunlardır (4):

  • Depresyon,
  • Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB),
  • Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB),
  • Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB),
  • Özgül fobi,
  • Sosyal anksiyete bozukluğu (SAB).

Panik bozukluğu olan birisinin agorafobi geliştirme riski de yüksektir.

Panik Atak Döngüsü

Bu döngüye göre, belirli bir dizi olay, bedensel duyumların (kalp atışları, vücutta uyuşma, karıncalanma) ya da zihinsel olayların felaketleştirilmesi ve yanlış yorumlanması (kalp krizi geçiriyorum, çıldırıyorum…) ile başlar. 

Felaketleştirilen ve yanlış yorumlanan uyaranlar, genellikle kan basıncındaki durumsal değişimler, stres, yorgunluk gibi durumların normal sonuçları iken, kişi bu belirtileri yanlış yorumlar. Bu yanlış yorumlamalar boğulma, kalp krizi geçirme ve kontrolü kaybetme gibi kişiye o an oldukça inandırıcı gelen düşünceleri içerirler. Kötü bir şey oluyor düşüncesi korku ve yoğun anksiyete hissine neden olur. Yoğun anksiyete ile başa çıkabilmek için kaçınma davranışları ve güvenlik arayıcı davranışlar (su içmek, acil servise gitmek…) gelişir. Bu davranışlar, içsel olaylara olan seçici dikkat sorunun sürmesine neden olur ve beklenen felaketin gerçekleşmemesi güvenlik davranışlarının yapılmasına atfedilir. Bunun sonucunda güvenlik davranışları yanlış yorumlamanın değişimini önleyebilir.

Panik Bozukluğu Tedavisi

Panik bozukluğu, tekrarlayan, kendiliğinden ve beklenmedik panik ataklar ile karakterizedir. Bir kez panik atak geçirildikten sonra sürekli yeni bir panik atağı geçirileceğine ilişkin korku duyulur. Buna beklenti anksiyetesi denir. Panik atakların ne zaman, nerede geleceği genellikle belli olmaz, her durumda hatta uykuda bile gelebilir. 

Panik bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Teşhis konulan kişiler ilaç tedavisi, psikoterapi veya bu iki yaklaşımın bir kombinasyonu ile etkili bir şekilde tedavi edilebilir.

Panik bozukluğu için etkili tedavi seçeneklerinin yanı sıra semptomlarınızı yönetmek için uygulayabileceğiniz yaşam tarzı değişiklikleri de mevcuttur.

İlaçlar

Panik bozukluğunu güvenli ve etkili bir şekilde tedavi edebilen birçok ilaç vardır. Panik bozukluğu ilaçları iki kategoriden birine girer:

  • Antidepresanlar
  • Anksiyolitik ilaçlar

Bu ilaçlar panik atakların şiddetini azaltmak ve genel kaygı duygularını azaltmak için reçete edilebilir.

Antidepresan ilaçların panik atak yoğunluğunu ve genel kaygıyı etkili bir şekilde azalttığı bulunmuştur (7). Panik bozukluğu için en sık reçete edilen ilaçlar, seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) olarak bilinen popüler bir antidepresan sınıfına aittir. Tüm antidepresanlar gibi, SSRI’lar beyindeki nörotransmitter olarak adlandırılan kimyasal habercileri etkiler. Özellikle, SSRI’lar, ruh hali ile ilişkili olan serotonin adı verilen nörotransmitteri hedefler. SSRI’lar, bir kişinin serotonin seviyelerini dengelemeye yardımcı olur, bu da ruh halini düzenlemeye, kaygıyı azaltmaya ve uykuyu iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Araştırmalar, SSRI’ların panik atakların yoğunluğunu ve sıklığını azaltmaya yardımcı olabileceğini bulmuştur (8).

Anksiyolitik ilaçlar: Bazen sakinleştirici olarak da adlandırılan anksiyolitik ilaçlar, hızlı etkili rahatlama ve yatıştırıcı etkileri nedeniyle tavsiye edilir. Bu ilaçlar merkezi sinir sistemini baskılar, bu da sizi daha sakin ve rahat hissettirebilir. Anksiyolitik ilaçlar, korku ve endişeyi azaltarak panik bozukluğunun semptomlarını büyük ölçüde azaltabilir. Bağımlılık ve yanlış kullanım dahil olmak üzere bu ilaçlarla ilişkili bazı riskler ve potansiyel yan etkiler vardır (9). Bununla birlikte, benzodiazepinlerin panik bozukluğu tedavisinde uygun şekilde kullanıldığında güvenli ve etkili bir ilaç olduğu bulunmuştur.

SSRI’lar ve benzodiazepinler, panik bozukluğunu tedavi etmek için etkili seçeneklerdir. Her iki ilaç da panik atakların şiddetini azaltabilir, ancak benzodiazepinler tipik olarak daha hızlı etkilidir ve kısa süreli olarak kullanılırken, antidepresanlar daha uzun süreli olarak reçete edilebilir.

Psikoterapi

Psikoterapinin panik bozukluğu etkili bir şekilde tedavi ettiği bulunmuştur (10).  Psikoterapi yoluyla, bir ruh sağlığı uzmanı, çözülmemiş sorunlar ve duygular üzerinde çalışmanıza yardımcı olabilir. Ek olarak, bir terapist, semptomlarınızla başa çıkmanıza yardımcı olacak daha sağlıklı düşünme ve davranış biçimleri geliştirmenize yardımcı olabilir.

Bilişsel Davranışçı Terapi

Bilişsel davranışçı terapi (BDT) panik bozukluğunun tedavisine etkili bir şekilde yardımcı olduğu gösterilen bir psikoterapi şeklidir (11). BDT’nin temel amaçlarından biri, olumsuz düşünce kalıplarını ve sağlıksız davranışları değiştirerek başa çıkma becerilerini geliştirmektir. Örneğin, panik bozukluğu olan birçok insan, kendileri ve çevrelerindeki dünya hakkında olumsuz inançlara veya bilişsel çarpıtmalara sahiptir.

Bu hatalı düşünce, genellikle korkulan durumlardan kaçınmak gibi yararsız davranışlara katkıda bulunur. BDT, olumsuz düşünce kalıplarının üstesinden gelmenize ve durumunuzu yönetmenin daha sağlıklı yollarını geliştirmenize yardımcı olabilir.

Duyarsızlaştırma, insanların genellikle panik ataklarla ilişkilendirilen korku ve endişe duygularının üstesinden gelmelerine yardımcı olmak için sık olarak kullanılan bir BDT tekniğidir.

Duyarsızlaştırma yoluyla, terapistiniz sizi yavaş yavaş kaygı uyandıran durumlarla tanıştırırken, kaygınızın kontrolünü nasıl yeniden kazanacağınızı öğretir. Yavaş yavaş, paniğinizi nasıl yöneteceğinizi öğrenmeye devam ederken, daha fazla korku uyandıran durumlarla tanışırsınız.

İlaç ve Psikoterapi Kombinasyonu

Doktorunuz terapi ve ilaç kombinasyonunun sizin için en uygun tedavi seçeneği olduğuna karar verebilir. Tipik olarak, bu yaklaşım, SSRI’ların BDT gibi bir terapi şekliyle birlikte kullanılmasını içerir. Bu kombinasyonun panik bozukluğunun tedavisinde etkili olduğu gösterilmiştir (12).

Benzodiazepinler, anksiyete semptomlarını azaltmak için kısa süreli tedavi olarak da kullanılabilir.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Günlük alışkanlıklarınızda değişiklik yapmak, panik bozukluğu belirtilerini azaltmanıza da yardımcı olabilir. Bu değişiklikler şunları içerebilir (6):

  • Günlük kafein tüketimini azaltmak
  • Düzenli egzersiz yapmak
  • Yeterince uyumak
  • Sigara içmemek

Günlük stres seviyenizi yönetmek için nefes ve gevşeme egzersizleri, meditasyon , yoga veya başka sakinleştirici aktiviteler de anksiyete düzeyleri kontrol etmek ve semptomları azaltmakta yardımcı olabilir.

  1. National Institute of Mental Health. Panic Disorder: When Fear Overwhelms. Updated 2016.
  2. American Psychiatric Association. Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, Fifth Edition. Arlington, VA, American Psychiatric Association, 2013.
  3. National Institute of Mental Health. Panic Disorder. Updated November 2017.
  4. National Institute of Mental Health. Anxiety Disorders. Updated July 2018.
  5. Lozano LM, Valor-Segura I, García-Cueto E, Pedrosa I, Llanos A, Lozano L. Relationship between child perfectionism and psychological disordersFront Psychol. 2019;10:1855. doi:10.3389/fpsyg.2019.01855
  6. Telman LGE, van Steensel FJA, Maric M, Bögels SM. What are the odds of anxiety disorders running in families? A family study of anxiety disorders in mothers, fathers, and siblings of children with anxiety disordersEur Child Adolesc Psychiatry. 2018;27(5):615-624. doi:10.1007/s00787-017-1076-x
  7. Zugliani MM, Cabo MC, Nardi AE, Perna G, Freire RC. Pharmacological and neuromodulatory treatments for panic disorder: Clinical trials from 2010 to 2018Psychiatry Investig. 2019;16(1):50–58. doi:10.30773/pi.2018.12.21.1
  8. Bighelli I, Castellazzi M, Cipriani A, et al. Antidepressants versus placebo for panic disorder in adultsCochrane Database Syst Rev. 2018;4(4):CD010676. doi:10.1002/14651858.CD010676.pub2
  9. Quagliato LA, Cosci F, Shader RI, et al. Selective serotonin reuptake inhibitors and benzodiazepines in panic disorder: A meta-analysis of common side effects in acute treatmentJ Psychopharmacol. 2019;33(11):1340-1351. doi:10.1177/0269881119859372
  10. Aslam N. Management of panic anxiety with agoraphobia by using cognitive behavior therapyIndian J Psychol Med. 2012;34(1):79–81. doi:10.4103/0253-7176.96166
  11. Ogawa S, Kondo M, Ino K, et al. Predictors of broad dimensions of psychopathology among patients with panic disorder after cognitive-behavioral therapyPsychiatry J. 2018;2018:5183834. doi:10.1155/2018/5183834
  12. Locke AB, Kirst N, Shultz CG. Diagnosis and management of generalized anxiety disorder and panic disorder in adultsAm Fam Physician. 2015;91(9):617-624.