Bağlanma (Attachment)

John Bowlby bağlanma kuramında, kişinin erken çocukluk döneminde ilgi ve bakımını üstlenen kişiyle kurduğu ilişkinin niteliğinin, yaşamın daha sonraki dönemlerinde onun duygu, düşünce, davranışlarında ve kurulacak olan ilişkilerinde belirleyici olduğunu vurgulamaktadır (1). Çocuğun bakıcısı ile kurmuş olduğu ilişkinin neticesinde kendisi ve başkalarına ilişkin bilişsel temsiller oluşmaktadır. Çocuk, ihtiyaç duyduğunda bakıcısından gereken desteği ve olumlu tepkiyi görürse bakıcısının ulaşılabilir, güvenilir ve destekleyici olduğuna ilişkin bilişsel şemalar oluşturur. Aksi durumda ise bakıcısı çocuğun ihtiyaçlarına duyarsız kaldığında ya da olumsuz bir tepkiyle karşılaştığında çocuk bağlanma figürünü reddedici, kendisini de sevilmeye ve desteklenmeye değmez biri olarak görür. Çocukluktan ergenliğe kadar olan süreçte bilişsel temsiller devamlı pekiştirilir. 

Devamını Oku

DEHB ve Depresyon Arasındaki İlişki

Dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu (DEHB) ve depresyon ayrı bozukluklardır ancak birçok kişide birlikte görülebilirler.

DEHB ve depresyon teşhisi konduysa, bunun sizin için ne anlama geldiğini, prognozunuzu, tedavinizi ve durumunuzu iyileştirmek için ne tür yaşam tarzı değişikliklerini yapabileceğinizi merak edebilirsiniz.

Devamını Oku

Psikiyatrik Muayene / Değerlendirme

Duygusal, davranışsal veya gelişimsel bozuklukları teşhis etmek için kapsamlı bir psikiyatrik değerlendirme gerekir. Öykü ve Ruhsal Durum Muayenesi, bir psikiyatristin doğru bir teşhis koymak için bilgi toplaması gereken en önemli teşhis araçlarıdır. Bu önemli araçlar kendi başlarına standartlaştırılmış olsalar da, öncelikle hastanın ofise girdiği ve psikiyatristle ilk karşılaştıkları andan itibaren başlar.

Devamını Oku

Psikiyatrik İlaç Tedavisi Nedir?

Zihinsel rahatsızlıkların tedavisinde psikoterapi yanı sıra ilaçla uygulanan (farmakoterapi) tedaviye psikiyatrik ilaç tedavisi denilmektedir. Psikiyatrik ilaçlar belli psikiyatrik semptomları oluşturan anormallikleri düzeltmek ya da düzelmesine yardımcı olmak için kullanılmaktadır.

Devamını Oku

Panik Atağının Belirtileri Nelerdir?

-Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma

-Çarpıntı, kalbin kuvvetli ya da hızlı vurması

-Terleme

-Nefes darlığı ya da boğulur gibi olma

-Soluğun kesilmesi

-Baş dönmesi, sersemlik, düşecek ya da bayılacak gibi olma

-Uyuşma ya da karıncalanma

-Üşüme, ürperme ya da ateş basması

-Bulantı ya da karın ağrısı

-Titreme ya da sarsılma

-Kendini ya da çevresindekileri değişmiş, tuhaf ve farklı hissetme

-Kontrolünü kaybetme ya da çıldırma korkusu

-Ölüm korkusu

Panik atağında bu belirtilerden en az 4 ya da daha fazlası bulunur.

Devamını Oku

COVID-19 İnsanların Ruh Sağlığına Bakış Şeklini Nasıl Değiştirdi?

Evde kalma yasakları, karantina, işsizlik, yalnızlık, ekonominin kapanması, güvensizlik, artan ölüm oranları, maske takma ve sosyal mesafe 2020’nin ve 2021’in akıllarda kalanları. COVID-19 salgını büyük çoğunluğumuzun hayatını değiştirdi. Okula nasıl gittiğimizi, başkalarıyla nasıl etkileşim kurduğumuzu, nasıl çalıştığımızı unutur duruma geldik. Hayatlar, geçim kaynakları, dünyayı nasıl gördüğümüz bazılarının yakınını kaybetmeleriyle, bazılarının işini kaybetmeleriyle değişti.

Devamını Oku

Belirsizliğe Tahammülsüzlük

Belirsizlik hayatın normal bir parçasıdır. Şu andan itibaren neler olacağından asla %100 emin olamayız. Bilinmezlik veya belirsizlik çoğu kez kaygı yaratan bir durumdur. Bu tür kaygı verici belirsizlik durumlarına karşı her insanın vereceği tepki farklı olabilmektedir. Deneyime açık kişiler belirsizlik karşısında kendilerini endişeli hissetmez hatta bu durumu heyecan aradıkları bir hayat için fırsat olarak görebilirler. Belirsizliğe tahammülsüz kişiler ise endişelenmek için çok sayıda sebebi kolayca bulabilmekte, endişe ve kaygıya odaklanmakta ve bu nedenle söz konusu belirsizlik durumundan kurtulmak için karar verme ve çözüm yolları bulmada güçlük çekmektedir.  Endişe ve kaygı duygularının egemen olduğu belirsizliğe tahammülsüzlük düzeyinin artması bireyde birçok psikolojik soruna yol açabilmektedir. Belirsizliğe tahammülsüzlükle ilişkilendirilen birçok psikolojik sorun bulunmaktadır. Bu sorunlar, obsesif kompulsif bozukluk, sosyal fobi, depresyon, yaygın anksiyete bozukluğu ve yeme bozukluklarıdır.

Devamını Oku
Uyku ve Ruh Sağlığı

Uyku ve Ruh Sağlığı Arasındaki İlişki

Uyku, hayatın en büyük armağanlarından biridir. Zihinsel ve fiziksel sağlığımız için hayati öneme sahiptir. Uyku problemleri, tüm dünyada yaygın bir sorundur. Uyku problemlerinin tahminlere göre dünya nüfusunun yaklaşık %33’ünü etkilediğine inanılıyor. Kronik uyku problemi yaşamayan insanların bile ara ara uyku problemleriyle baş etmeleri gerekebilir. Bu nedenle, uyku ve ruh sağlığı başta olmak üzere uykunun sağlık üzerindeki etkilerini anlamak önemlidir.

Devamını Oku

Dikkatimizi Eğiterek Endişelerimizden Uzaklaşabilir miyiz?

Endişe şimdiki andan çok geleceğe odaklanmakla ilgilidir. Endişelendiğimizde, sanki gelecekte hayatımızı yaşıyor gibiyizdir. Zira zihnimiz, hayatımızda olabilecek her türlü felaket senaryosuna kapılmış durumdadır. Vücudumuz şimdiki anda, ama zihnimiz çok başka yerdedir. Çoğu zaman zihnimizin bunu yaptığının farkında bile olmayabiliriz ve şu anda etrafımızda olup biten yaşamı gözden kaçırabiliriz. Endişeli kişiler genellikle burada ve şimdi hayatta olanları gözden kaçırdıklarını söylerler. Endişelenmeye bir kez başladığınızda, endişeli olduğunuzun farkına varıp ve dikkatinizi yaptığınız işe geri getirebilirseniz, endişelenmeniz aslında bir sorun olur muydu? Bunu yapabilirseniz kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz. Dikkatinizi eğiterek, dikkatinizin nereye gittiğinin daha fazla farkında olursunuz ve dikkatinizi şimdiki ana yönlendirirken daha esnek olabilirsiniz. Maalesef, endişe verici düşüncelerimiz genellikle bizim için önemli olan şeylerle ilgilidir. Bu nedenle dikkatimizi çeker ve bırakılması zor olabilir. Bununla birlikte, bu olumsuz düşünceleri yanıtlamaya, kovalamaya veya bastırmaya çalışmak genellikle bu olumsuz deneyimi azaltmak yerine güçlendirebilir.

Devamını Oku

Mükemmeliyetçilik Ruh Sağlığımızı Olumsuz Etkiler mi?

Mükemmeliyetçilik kusursuz olma isteği, başarısız olma korkusu, performans göstereceği her şey için yüksek standartlar belirleme ve kendini aşırı miktarda eleştirme eğilimi olması örüntüleriyle şekillenen bir kişilik özelliği olarak tanımlanmaktadır. Yani imkansız hedeflere ulaşmak isterken, bunu gerçekleştiremeyeceğinden endişe etme, kendi değerini tamamen üretkenlik ve başarı üzerinden değerlendirme eğilimi olarak da nitelendirilebilir.

Devamını Oku